Tarihçe
Başlangıçta yalnızca internet kullanıcısı olan kısıtlı sayıda hayvansever tarafından tanınan Let’s Adopt! Türk kamuoyunun gündemine ilk kez 2009 yılının Haziran ayında, bakımını Taksim’deki Marmara Oteli’nin üstlendiği yaşlı sokak köpeği Ebru’nun bir grup genç tarafından öldürüldüğü iddiasıyla geldi. Ebru’nun katilleri hakkında bilgi sağlayabileceklere 2000 TL ödül vereceğini açıklayan Let’s Adopt!, bu sayede bir çok gazetede yer aldı. Ancak, grubun Türk medyası ile olan ilk karşılaşması bazı tartışmalara da neden oldu. Ebru’nun sorumluluğunu üstlendiği söylenilen Marmara Oteli, köpeğin ölümünde hiç bir saldırganın rol oynamadığına ve köpeğin doğal nedenlerle öldüğüne ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Bazı gazeteler grubun Viktor Larkhill isminde bir yabancı tarafından kurulmuş olduğunu söyleyerek, V for Vendetta adlı 80’lerde yaratılmış çizgi romana bir gönderme yapan bu adın gerçek olduğu zannına kapıldılar. Bu olaydan sonra daha önce gerçek kimliğini saklayan ve profil fotoğraflarında yalnızca çizgi romandan esinlenmiş bir maske kullanan Viktor Larkhill Facebook profiline kendi resmini koydu. Viktor Larkhill henüz gerçek kimliğini açıklamadı.
Sahiplendirme İlkeleri
Let’s Adopt! kurtardığı hayvanların yeni evlerde sahiplendirilmesinde, sahiplendirmenin en başarılı şekilde gerçekleşmesi adına zaman içinde geliştirilmiş olan bazı kuralları gözetmektedir.
1. Sahiplenen ailenin evde ikinci bir köpeği ya da kedisi olmalıdır. Bu kural sahiplenilen hayvanın terkedilmesi riskini en aza indirgemek için uygulanmaktadır.
2. Sahiplenilen hayvanın ev içinde aile üyeleriyle birlikte yaşaması gerekmektedir. Aldığı hayvana bahçesinde ya da evinin önünde bakmak isteyen adaylara hayvan verilmemektedir. Bu kural sahiplenilen hayvanın her zaman güvende olmasını garanti altına almak amacıyla konmuştur.
3. Sahiplenilen hayvan çiğ et ile beslenmelidir. Sonradan eklenen bu kural, ev hayvanlarının ilerleyen yaşlarda karşılaştığı sorunların çoğunun, hayvanlar için geliştirilmiş ticari besinlerden kaynaklandığı inancı doğrultusunda geliştirilmiştir. Hareketin kurucuları, laboratuvarlarda geliştirilmiş yemekler yerine, doğanın milyarlarca yıldır uyguladığı evrim testinden geçmiş olan çiğ beslenme metodunun en sağlıklısı olduğuna inanmaktadır.
Felsefesi
Let’s Adopt! Türkiye’nin konu ile ilgili yasasında benimsemiş olduğu kısırlaştır yaşat prensibine göre hareket etmektedir. Türkiye’nin hayvan nüfusunu kontrol altında tutmayla ilgili yasaları da bu yaklaşıma uygundur. Let’s Adopt! mümkün olduğunca kurtardığı hayvanların hepsini kısırlaştırdıktan sonra sahiplendirmeye çalışır. Bunun yanı sıra, Let’s Adopt! kimi zaman yasayı ihlal ettiği söylenen belediyelere karşı protestolar da düzenlemektedir. Bazı belediyelerin köpekleri zehirlediği ya da açlıktan ölmek üzere ormanlarda ölüme terkettiği iddiaları Avrupa Birliği gündemine de getirilmiştir.
Uluslararası Ağ
2009 yılının Temmuz’undan beri, grup uluslararası alanda kullandığı Let’s Adopt! adı ile uluslararası olarak da örgütlenmeye başlamıştır. Şu ana dek Kanada, Fransa, Almanya , ve ABD’de yerel gruplar oluşturmuştur. Bu gruplar yürüttükleri faaliyetlerde Türkiye tabanlı ana grubun yöntem ve prensiplerini benimsemektedir.