Kediniz neden ortalığa çiş yapıyor, birşeyi kokladığında ağzını niçin açıyor, neden kulaklarını yatık tutuyor, kuyruğunu niçin sallıyor, koltuklarınızı niye lime lime etti…… kedi vücut dilini ve içgüdüsel davranışlarını öğrenmek isterseniz Kedi Eğitiminde Püf Noktaları’nı okuyun, kedileri biraz daha yakından tanıyın.
KEDİ EĞİTİMİNDE PÜF NOKTALAR
1-Hiç kusura bakmayın ama, benden daha etkin bir sürü liderinin beğenisini kazanmayı istemek gibi bir içgüdüm yoktur.
2-Yapmamı istemediğiniz bir şeyden beni vazgeçirmenin en kolay yolu, bana daha cazip bir seçenek sunmanızdır.
3-Yaptığım yanlış davranıştan beni uzaklaştırmak için yapacağınız uyarıyı uzaktan kontrol ile yaparsanız sevinirim. Bu uyarıyı sevdiğim biricik sahibimden direk almamalıyım. Nasıl mı ; Örneğin, çiğnememi istemediğiniz elektrik kablosuna limon sürebilirsiniz.
4-Çeşitli nesnelere, eşyalara çenemi , ayaklarımı , yanağımı sürtmem sizi şaşırtmasın. Bu eşyaların benim olduğunu belirtmem için kokumu bırakıp işaretliyorum.
5-Alnımı sürtmem ne anlama mı geliyor; O başka. Bu bir dost selamlaşması. Alnımı sürterek sen benim dostumsun diyorum, anlamadınız mı.
6-Eşyaları tırmalıyorum diye bana kızıyorsunuz. Halbuki ben, tırnağımın ölü katmanlarını atıp tırnak bakımı yapıyorum. Eşyalar üzerine kokumu bırakıyorum. E bir de, esnekliğimi sağlayıcı kaslarımı kuvvetlendirerek, egzersiz yapıyorum. Ne var bunda ?
7-Anal bezlerim dışkımda bana has bir koku sinmesini sağlıyor. Özellikle büyük tuvaletimi yaparken, basınç görüp doğal olarak boşalıyorlar. Ama yeterli derecede lifli ve doğru içerikli mama yemiyorsam tıkanıp beni rahatsız ediyorlar. Lütfen beslenmeme dikkat edin.
8-Kartvizitimi mi istemiştiniz. Bunun için bir miktar idrar püskürtmem yeterli. Hele bir de erkek kedi isem, bu benim en sevdiğim iletişim biçimidir.
9- Şimdi bana soruyorsunuz ‘tuvaletini yaptıktan sonra niye toprağa gömüyorsun’ diye. Açıkta bırakayım da düşmanlarım yerimi mi keşfetsin yani. Ancak doğal yaşamda şayet baskın ve çok güçlü yapıda bir kedi isem, o zaman dışkımı gömmem. Tam aksine sıkça gelip geçilen yerlere bırakırım ki , herkes benim kim olduğumu bilip ona göre ayağını denk alsın .
10-Açıkçası ben öyle köpeklerin çok sevdiği sürekli fiziksel temastan pek hoşlanmam. Uzayan bir okşama beni şaşırtır. Bazen o denli gevşerim ki, sonra birdenbire ne olduğunu şaşırır, toparlanır kendime gelirim. Tabi bu arada benden hiç beklemediğiniz bir davranışla sizi de şaşırtıp örneğin okşayan elinizi ısırıp tırmalayabilirim.
11-Ben keşfetmeyi istediğim şeye önce patilerimle dokunur , ne olduğunu anlamaya çalışırım.
12-Siz insanlarda olmayan bir üçüncü göz kapağım vardır benim. Çalıların arasında dolaşırken açılır,gözümü korur, gerekli olmadığı zamanlarda ise onu gözümün iç köşesinde gizli tutarım.
13-Benim renkleri görüp görmediğim çok merak edilir. Evet bazı renkleri algılarım. Örneğin;kırmızıyı yeşilden,maviden ve griden ,sarıyı da mavi ve griden ayırt edebilirim. Diğer renk çiftlerini ayırt edip edemediğimi henüz bilmiyorsunuz. Ama zaten benim görmem gereken avladığım bir hayvanın renkleri değil hareketidir. Ne renk olsa yerim yani.
14-Ben zifiri karanlıkta siz insanlar kadar görürüm. Hafif karanlıkta ise, sizden kat kat üstün görürüm. Bunu nasıl sağladığımı merak mı ediyorsunuz , açıklayayım. Biliyorsunuz ki geceleri benim gözlerim sarı-yeşil parlar, ve ben bu sayede geceleri sizden daha iyi görürüm. Çünkü gözümdeki retinanın arkasında bulunan yansıtıcı hücre tabakası retinadan geçen ışığın alıcı hücrelere çarpmasını sağlar. Işığın az bir kısmı gözde tutulur gerisi ayna gibi yansıtılır. Gözüm sarı-yeşil ışıldarken ben de karanlıkta görürüm. Ayrıca benim gözümdeki, retinada bulunan az ışıkta görmeye özelleşmiş hücreler insana göre çok fazladır.
15-Normalde siz insanların bir gözünün görüş alanı 210 derece iken benim tek gözüm 285 derecelik alanı görür. Yine sizin iki gözünüzün çakışan görüş alanı 120 derece iken benimkisi 130 derecedir.
16-Benim gözüm çok maharetlidir. Parlak ışıkta göz bebeğim (pupilla) dikeyleşip (Pupillar Reflex), retinayı parlak ışıktan korur.
17-Görme ile ilgili tek sıkıntım 25 cm’den yakın mesafeleri göremem. Yani ne yazık ki ortalama 3 derece miyobum.
18-Geceleri karanlıkta nesnelere çarpmadan yürüyebilirim. Bıyıklarım hava akımındaki değişiklikleri algılar, bu sayede oraya buraya çarpmadan rahat dolanırım.
19-İşitme yeteneğim de sizden çok daha üstündür.
20-Ağzımda, üst damağımda ön dişlerimin arkasında özel bir organım vardır.(Jacobson Organı) Bu uzvum ile, ilgimi çeken kokuları ayrıştırırım. Bu durumdayken ağzım yarı açıktır. Siz güldüğümü zannedersiniz. Oysa ben ağzımda biriktirdiğim kokuyu bahsettiğim organıma yollayıp, kokuyu analiz etmekle meşgulüm.(Flehmen Reaksiyonu)
21-Dilim geriye dönük pürtüklerle donanmıştır. Bu pürtüklü dilimle dökülen tüylerimi sağlamlarından ayırırm, kürkümü temizler eğer varsa parazitlerden arındırırım. Ama pürtüklerin arkaya doğru eğimli olması yalanırken dilimde biriken tüyleri çıkartmama olanak vermez ve ne yazık ki yutarım.
22-Vücut dilimden anlarsanız size pek çok ipucu verebilirim. Bıyığımın pozisyonu aklımdan geçenleri gösterir. Dik ve ileri doğru uzanmış ise, tetikte her an harekete hazırım demektir. Yanlara doğru açıksa, rahatça dinleniyorum anlamındadır. Bıyıklarım yanlara doğru yapışmış vaziyette ise, korktuğumun işaretidir.
23-Kulaklarım da pek çok durumu anlatır. Rahat bir pozisyondaysam, güvende olduğumu hissediyorsam,birşeyleri keşfediyorsam ya da dostça bir selamı alıyorsam kulaklarım ileri doğru yönelmiştir.Sizi dinliyorsam kulaklarım sizin sesinize çevrilmiştir. Eğer kulaklarım yatay durumdaysa yaklaşmayın, öfkeliyim her an saldırabilirim. Kulaklarımı vücuduma tümüyle yapıştırmışsam kavga ediyorum dikkatli olun.
24-Köpekler gibi sevindiğim zaman kuyruğumu sallamam. Tam aksine sağa sola salladığım kuyruğum huzursuzluğumu simgeler. Huzursuzluğum kızgınlığa dönüşüyorsa kuyruğumu sallama ritmim de hızlanır.
25-Dostane bir selamlama için kuyruğumu dik tutarım.Kendimi güvende hissettiğim bir ortamda da kuyruğumu dik tutarım. Bir kedi arkadaşımla karşılaştığım zaman, kuyruklarımızı havaya kaldırarak ilkin birbirimizi selamlarız. Sonra burun buruna koklaşırız. Sonra da ayıptır söylemesi arka kısımlarımızı koklama faslı gelir.
26-Kuyruğum aşağıya inikse, kendimi rahat hissediyorumdur. Ama yay şeklindeyse gerginim demektir.
27- Ciddi anlamda tehlikede isem, yan dönerek kendimi savunmaya hazırlarım.
28-Benimle günde en az 2 kez oyun oynarsanız sevinirim. Bu oyunlar 15 er dakikadan ibaret olursa iyi olur. Eğer 5 dakikada oyunu keserseniz, en heyecanlandığım yerde oyunu keserek davranış sorunlarımın ortaya çıkmasına neden olabilirsiniz.
29-İdeal oyuncaklarım; pinpon topu, içine havlu serilmiş karton kutu, boş kese kağıdı, alış veriş torbası hatta yeşil fasülye, üzüm.
30-Siz hiç kedi otu diye bir şey duydunuzmu? Ben çok seviyorum. Onu kokladığımda 5-15 dakikalık sarhoşluk yaşıyorum. Veteriner Hekimime sorun. Zararlı değil. Alışkanlık yapmıyor. Kedi otunun yapraklarında bulunan özel bir yağ (Nepelactone) kokusu itibariyle özellikle erkek olanlarımızın idrarlarında bulunan kimyevi maddeye benziyor. O yüzden biz yüzümüzü gözümüzü bu ota sürüp hatta onu yemeğe çalışırız. Kedi otunu kurutulmuş olarak alabileceğiniz gibi, tohumdan kendiniz de üretebilirsiniz. Haftada 2 kez kullanabileceğiniz bu otla, gerginliğimi giderip, çevreme uyum sağlayamamışsam davranış bozukluğumu düzeltebilirsiniz.