Tüm yaşamsal fonksiyonların devamlılığı için önemli olan beslenme, vücudun temel mekanizması olan kalp sisteminin çalışma mekanizmasında da etkin rol oynamaktadır. Bu nedenle kalp yetmezliği gibi, yaşamsal faaliyetleri aksatan bir durum söz konusu olduğunda dikkat edilmesi ve düzenlenmesi öncelikli konuların başında gelir.
Kalp yetmezliklerinde tedavi, ödemin, doku veya organlardan sıvı sızmasının kontrolü, kalbin ürün kapasitesinin arttırılması, iş yükünün azaltılması, myokardial fonksiyonların desteklenmesi ve aritmilerin önlenmesine odaklanır. Bu amaçlara beslenmede de bu prensipleri gözetmek ve medikal tedaviyi desteklemek gerekir.
Beslenme, yukarda da belirttiğimiz gibi kalp hastalıklarında önem taşıyan bir konudur. Örneğin, egzersiz ve diyette tuz kısıtlamasına gidilmesi, kalp yetmezliğinin nedeni ne olursa olsun kalbin iş yükünün azaltılmasına yardımcı olur. Sağlıklı bir köpeğin beslenmesinde de kalp yetmezliği ile ilgili her hangi bir bulgu görülmeksizin tuz oranı yüksek ev yemeklerinden ve ödüllerden kaçınılması her zaman yarar sağlar.
Genel olarak kalp yetmezliklerinde sodyum miktarı düşük ve biyolojik değeri yüksek protein içeren gıdalarla beslenme temel prensiptir. Gıdaların vitaminler yönünden zenginleştirilmiş olması yanında, proteinin yetersizliğine bağlı sorunlar yaşanabileceğinden, normal protein düzeyinin koruması dikkat edilmesi gereken bir diğer prensiptir. Kalp yetmezliklerinde “prescription cardiac” yani veteriner diet amaçlı hazır mamaların kullanılması özellikle sodyum ve potasyum dengesinin sağlanmasında kolaylık sağlayacağından tercih edilmelidir.
Kalp yetmezliğine bağlı olarak şekillenen kan basıncındaki düşme ve böbreklerden geçen kan miktarının azalması, renin-angiotensin-aldosteron mekanizmasının aktive olmasına neden olur. Bu durum da sodyum ve suyun geri emilim mekanizmasındaki dengenin bozulmasına neden olarak kalbin yükünü artırır. Sodyum atılımı yetersizdir ve vücutta sıvı birikimi gerçekleşir. Kalp yetmezliğinin klinik belirtileri oluştuktan sonra diyetteki tuzun aşamalı olarak kısıtlanması gerekir. Sodyum kısıtlanmasının oranı, kalp yemezliğinin şiddetine göre değişir. Yaşlı köpekler için hazırlanmış diyetler ve böbrek diyetleri genellikle uygun seviyede tuz içerdiklerinden tercih edilebilir. Daha ileri kalp yetmezliği bulunan hastalarda ise tuz oranı daha düşük olan özel kalp diyet mamaları kullanılmalıdır. Ayrıca sodyum oranı fazla olan şebeke suları ve yumuşatılmamış sular yerine distile su kullanılması faydalıdır. Duruma göre klorid kısıtlanması da gerekebilir.
Ev yapımı yemeklerle de tuz oranı kısıtlı dietler elde edilebilir, ancak vitamin ve mineral dengesini ayarlamak zordur. Bu nedenle ev yapımı diyetlerle besleme zorunluysa diyetlere sarımsaklı maya tabletleri veya B kompleks vitaminleri eklemek gerekir.
Diyetin tuz yönünden kısıtlanmasında dikkat edilmesi gereken konu ise ileri seviyede sodyum kısıtlanması gereken durumlarda nöyrohormonal mekanizmalar olumsuz etkileneceğinden kanda sodyum miktarının düşmesi olasılığıdır. Bu gibi durumlarda, hastanın kontrol altında tutulması ve düzenli olarak kanda sodyum seviyesinin tespit edilmesi gerekir.
Kalp yetmezliği vakalarının çoğunda iştah kaybı sözkonusudur. İştahı uyarmak amacıyla mamaya sarımsak tozu, Potasyum klorür veya az tuzlu sofra yemeklerinden katılabilir. Günlük mama miktarının küçük öğünlere bölünerek verilmesi veya aromasını arttırmak amacıyla bir miktar ısıtılması da iştahı uyarmak için fayda sağlayabilir. Ayrıca diyetine uygun farklı bir mama denenebilir. Ancak mama değişikliğinin kademeli olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Böylece hastanın mamayı kabul etmesini kolaylaşır. Aksi halde iştahsızlığın seviyesi daha da artabileceğinden genel durumda düşüklüğe neden olabilir.
Hastalıktan kaynaklanan keyifsizlik, solunum güçlüğü ve ilaçların yan etkileri iştahsızlığı arttıran faktörlerdir. Diğer yandan, kalbin, enerji gereksiniminin artması ve stress sonucu, kalori ihtiyacı artış gösterir. Buna karşın bağırsaklarda geri emilimin azalması, malabsorbsiyon gelişmesi gibi faktörler sonucunda besin maddelerinin emilimi düşer ve protein kaybı gerçekleşir. Bu durumlar kaşeksinin şekillenmesine neden olabilir.
Kardiak kaşeksi, kronik konjestif kalp yetmezliğinin bazı vakalarında görülen kas zayıflığı ve yağ kaybıdır. İlk önce kaburgalar üzerinde, arka bacaklar ve but bölgesinde hissedilir. Diyete omega-3 yağ asitlerinden zengin olan balık yağları eklenmesi kaşeksinin önlenebilmesinde veya yavaşlatılmasında fayda sağlar.
Diğer yandan obezite, kalpte metabolik ihtiyaçları ve kan volümünü arttırır. Venöz basınç artışı ve aritmilere yatkınlık şekillenir. Ayrıca obeziteyle ilişkili olarak, myokardial değişiklikler sonucunda kalp kasında elastikiyet kaybı meydana gelebilir. Obezite mekanik olarak solunumu zorlaştırır ve varolan bir kalp hastalığının komplike olmasına neden olabilir. Bu nedenle kalp hastalığı bulunan hayvanlarda mutlaka kilo vermesini sağlayan diet uygulanmalıdır. Ancak zayıflatıcı diyetler yüksek oranda sodyum içereceğinden bu konu dikkate alınmalı ve toplam günlük mama miktarını azaltarak fazla kiloların verilmesi sağlanmalıdır. Bu şekilde alınan sodyum miktarı da büyük ölçüde azalacağından daha faydalı olacaktır.
Bazı vakalarda takviye edici maddelerin belli oranda diyete eklenmesi gereklidir. Özellikle protein oranı kısıtlanmış diyetle beslenen köpeklerde de L-karnitin ve özellikle taurin eksikliğine bağlı dilate kardiomyopatiler gözlenmiştir. Bu nedenle bu maddelerin yeterli miktarlarda mamaya ilavesi gereklidir.
Antioksidanların ve diğer maddelerin kalp yetmezliğindeki etkileri henüz tam olarak açıklığa kavuşmamıştır. Ancak tedavi sırasında dışarı atılan idrar miktarının artışına bağlı olarak B kompleks vitaminlerinin atılımının da artması söz konusudur. Bu nedenle B vitamini preparatlarının kullanılarak hastanın bu yönden de takviye edilmesi özellikle faydalı olacaktır.
Juen Pet Bilgi Portalı