Aksolotllar (Ambystoma mexicanum) kaplan semenderi grubuna ait Meksika semenderlerinin en tanınmış üyelerindendir.
Ait olduğu sınıfın diğer üyelerinin aksine aksolotllar başkalaşım geçiremediklerinden suda yaşamak zorunda olan canlılardır. Diğer semenderler başkalaşımlarını tamamladıktan sonra (tamamen suyu terk etmeseler bile) karadaki yaşama da uyum sağlayabilirlerken aksolotllar bunu başaramazlar. Erişkin bir aksolotl (1.5 ya da 2 yaşında) genellikle 25 cm boyundadır, bununla birlikte 15 ila 45 cm uzunluklar arasında olabilirler; ancak 30 cmden uzun aksolotllar pek de bulunmaz. Aksolotllar vücut yapısı olarak tipik bir semenderle aynı olsa da, kafasının yanlarında bulunan solungaçlarıyla onlardan ayrılır. Gözkapakları yoktur.
Aksolotllar dünyada sadece Meksika’daki Chalco Gölü’nde yaşarlar, bununla birlikte dünya üzerindeki tek yaşam alanları da tehlikededir: Meksika’nın başkenti Meksico City’nin orantısız büyümesi bu hayvanların yaşam koşullarının optimal sıcaklık değerlerini değiştirmektedir. Ayrıca Meksika’da yiyecek olarak satılmasından ötürü avlanmayla birlikte sayıları da günden güne azalmaktadır. Bununla birlikte aksolotllar sevimli görüntüsü ve meraklıları sayesinde dünyanın her yerinde uygun koşulları sağlanmış akvaryumlarda beslenebilmektedirler.
Aksolotllar etçil canlılardır, ufak solucanlar ve ufak balıklarla beslenirler. Avının yerini koku duyusuyla tespit ederek uzun diliyle birlikte yarattığı vakum etkisiyle kendisine doğru çeker.
Aksolotllarla ilgili bilimin en çok ilgisini çeken konu rejenerasyondur (kendi kendini yenileme.) Hepimiz kertenkelelerin kopan kuyruklarını yeniden geliştirebildiklerini, ya da deniz yıldızlarının kopan bacaklarını yeniden üretebildiklerini biliriz. Aksolotllar ise, bildiğimiz tüm rejenerasyon örneklerinden çok daha fazlasına sahip. Tüm organlarını yeniden üretebilen aksolotlların tek başarısı bu değil: Bir kısmı alınmış beyin hücrelerini dahi yeniden geri kazabiliyorlar. İşte tüm bu özellikleriyle tıp/genetik alanında üzerinde en çok araştırma yapılan canlılardan biri aksotollar.
İnsanlar belli sayıdaki sinir hücreleriyle doğarlar ve sinir hücrelerinin yeniden üretimi imkansızdır. Bu açıdan alzheimer, parkinson, felç gibi sinir hastalıkları tam anlamıyla tedavi edilemez; ancak gelişimi yavaşlatılabilir. Aksolotlların sinir hücrelerini dahi yenileyebilmesi, bu açıdan inanılmaz bir özelliktir: Bilim insanları bu gizemli canlıların gen haritalarıyla uğraşmaktalar nicedir. Çünkü sadece sinir hastalıklarının değil, tüm organlarımızın yenilenmesi belki de bu küçücük canlılara bağlı.